4 Ocak 2015 Pazar

Hep Bu İncelikler Yüzünden Şiştik

Her hafta sonu için bi dünya hayal kurup da yapabilen anne var mıdır bilmiyorum. Gerçekten anneler için hayat, hafta sonlarını umutla beklemek ve kavuşunca da onu yorgunlukla bitirmekten ibaretmiş gibi geliyor bazen. Belki bir ihtimal bir saat daha fazla uyurum, belki şöyle bir saat bir kahve dergi keyfi yaparım, belki yemek yapmam gerekmez, belki çocuklar masalarında düzgün oturur da güzel bir cafede keyif yaparım, belki, belki, kim bilir, bir umut, bir olasılık....

Bunların birini ya da birazını yapmak zaman zaman mümkün oluyor elbet. Fakat benim asıl beklediğim bunların kendiliğinden oluşması. Bir saat kahve dergi keyfi yapabilmem için iki kat koşturmalı bir sabahım olmasın mesela. Ya da bir saat daha uyumak için, kocam ona ben söylemeden kendiliğinden sen uyu ben bakarım desin. Aynı benim ona yaptığım gibi.

Hafta içi erken kalkıyor yazık bari hafta sonu dinlensin diye genellikle çocuğu alıp salona geçiyor onun fazladan bir iki saat uyumasına izin veriyorum. Uyandığında daha özenli bir hafta sonu kahvaltısı hazır olmuş oluyor. Tamam gün içinde çocukla oynuyor ilgileniyor ama ben nadiren keyif için kullanabiliyorum o zamanı. Öğle yemeğinden sonra üstümüze çöreklenen tatlı uyuşukluğa karşı ben direnmeye çalışırken, bir bakıyorum o oturduğu yerde dalmış gitmiş bile. Tabi bu arada gündüz uyumayan ve hala full performans oyun bekleyen bebenin de sorumluluğu bana kalmış oluyor.

Daha önce de yazmıştım sanırım, erkeklerdeki bu rahatlığa sinir oluyorum. Hiç bir anne çocukla ilgilenecek kişiyi temin etmeden, emin olmadan, ben biraz uyumak istiyorum diye bildirmeden uyuyamaz. Ama babalar öyle değil. Gece veya gündüz farketmez, böyle bir tedirginlik hissetmeden uyuyabilir, benim biraz diğer odada işim var demeden çekip gidebilir (anne ha geldi ha gelecek diye beklerken bir saat o odadan çıkmayabilir) ve bundan hiç rahatsızlık duymaz. Dahası aklına bile gelmez. Çünkü gözünün arkada kalması için hiç bir sebep yoktur, evde kapı gibi bir anne vardır !

Bu hafta sonunu bu tip tavırlar karşısında, sinirden köpüre köpüre geçirdim. Söylesem de bir şey değişmiyor çünkü daha önce denedim. Hem sabah geç kalkmışsın, hem çocukla oyunlarını mümkün mertebe yatarak yapmışsın, hem her fırsatta yatmaya kaçmışsın, hem de öğleden sonra şekerlemesi yapmışsın ama aklına bu kadın ne halde acaba diye tek bir düşünce gelmiyor. Ben bu kadar yorgunsam o nasıl acaba diye empati yapamıyor ve pek tabi ki halimi anlamadığından bana ince fikirli teklifler sunamıyor: Karıcım biraz dinlen hadi diye :'(

Ah ah, bu sinirden hem midem hem de kalbim şişti. Patlamazsam iyidir...