21 Nisan 2014 Pazartesi

Anne-Bebek İhtiyaç Listesi #2 Bir Faraş Bir Süpürge

Daha önce evine hiç faraş süpürge almadın mı, ya da var ama kimbilir hangi köşede tıkılıp kaldı mı? Bebeğin olduktan sonra onu göz önünde bir yere koyman gerekecek. Zira en popüler temizlik aletin olabilir. Bu yüzden mümkünse uzun saplı ve rahat kullanımlı olanlardan olsun.

Evde temizliğe bir yardımcı olsun ya da olmasın bebekli evde elektrik süpürgesi ile temizlik yapmak bir lüks olabilir. Her istediğin an açamazsın, gürültüsü bebeği uyandırabilir. Evet biliyorum sessiz çalışan makineler de var. Doğrusu hiç kullanmadığım için ne kadar sessiz bilmiyorum ama elektrik süpürgesini aç, kaldır-kondur bile başlı başına bir iş.

Bebekli hayatta artık eskisinden daha çok evde vakit geçirildiğinden veya bebek uyurken acele acele iş yapmaktan doğan sakarlıklardan da olabilir, bir de bebeğin biraz büyüdüğünde yemeği kendi başına döke saça yeme dönemine geldiğinde, evi süpürme ihtiyacı hiiiiiç bitmiyor. Özellikle mutfakta dökülmüş kırıntılar, kıyı köşede birikmiş toz yumakları, kemirsin diye verdiğin ekmek parçaları gibi şeyleri süpürmek için el süpürgesi bire bir. Hem de hızlı. Bir elinde faraş bir elinde süpürge balerina cif dansçısı olmamak işten değil :)

Yani uzun lafın kısası acil süpürme ihtiyaçları için mutlaka alınması gerekenler listesinde. Ben o kadar çok kullandım ki, şimdi minnakım büyüdüğü halde şarjlı el süpürgesi yerine hep faraşa gidiyor elim. Kesinlikle çok memnunum :)

18 Nisan 2014 Cuma

A be kaynana naptın bize!

Sevgili can ciğer kuzu sarması yeni evli kaderdaşlarım. Biricik aşkınızla evlendiniz, evinizi cicili bicili döşediniz, gelsin özgürce gezmeler sevişmeler, gitsin bol dinlenceli tatiller. Sabah kocam güzel görsün diye süslenmeler, pazar sabahları öğlene kadar yatakta kikirdeşmeler :)

Gün gelecek muhterem kayınanalar bebek de bebek diye dil dökmeye başlayacak, sen de hayallere dalacaksın. Bu mutluluk yuvasını bebekle şenlendirmek, pembeli mavili bebek odası isteyeceksin. Mağazalardaki bebek kıyafetlerini gördükçe, kendini bembeyaz danteller içinde kucağında minik bir bebekle hayal edeceksin, aynı resimlerdeki gibi; mutlu ve mükemmel.

Amma velakin o fotoğraf karesi bebekli hayatın çok ama çok ufak bir sahnesi. Gerçeği saçın başın dağınık, ter kokan, gözleri çökmüş, feci yorgun ama eğer mutlu olduğunu gösterecek enerjisi kaldıysa gülen bir anne fotoğrafı olacak. Anne olmak günde birkaç kez sadece iki dakikalığına çiş molası vermek için duran, gece gündüz daima yol alan bir trende gitmek gibi. Baş döndürücü hızda ve gürültülü. Sanki zamanda sıkışıp kalmışsın, her gün aynı günü yaşıyormuşsun ve hafta sonu tatili hiç gelmiyormuş gibi...

Bunaldığım anlarda kafam nasıl saçmalıyorsa artık, arebesk müzik eşliğinde a be kaynana naptın bize naptın bize diye şarkı söylüyor beynim. Bir yandan da kalçalarım oynuyor ağır ağır... Hem ağlarım hem giderim gelini gibi, anne olduğuma hem sevinirim hem dövünürüm ben de. Ve bu şarkı da kesinlikle her iki duyguyu da içinde barındıran tek şarkı.

Peki o zaman haydi hep birlikte:

A be kaynana naptın bizeeee